Beş duyu organımızdan senin için en önemlisi hangisi diye
sorsalar, hiç düşünmeden “koku” derdim. Ancak, bu duyularla ilgili seçtiğim ilk
başlık “renkler” olacak. J Görsel bir mecradayız, görsel bir konuyla başlamak
iyi olur sanırım.
Aslında bu “renkler” konusu fazla geniş kapsamlı bir konu. Bu
yüzden bu ilk yayın biraz daha genel, yani bir nevi giriş sayılabilecek
içerikte olacak. Farkında olsak da olmasak da, gün boyu renklerin üzerimizdeki
etkisi doğrultusunda hisseden ve davranan canlılarız nihayetinde… Daha fazla
uzatmadan başlayalım hemen!
Öncelikle; doğada 3 ana renk ve 3 ara
renk vardır. Diğer tüm renkler bu renklerin çeşitli oranlarda birleşmesiyle
elde edilir.
“Siyah” ve “Beyaz” birçok kaynağa göre renk sayılmamaktadır ancak tuhaf bir şekilde insanların birçoğunun da en sevdiği renk kategorisinde önemsenecek oranda bir popülaritesi vardır. Benim fikrime göre de; siyah ve beyaz bir “ışık” ve “gölge” niteliğinde olan, aydınlatıcı ve kapatıcı renklerdir.
“Siyah” ve “Beyaz” birçok kaynağa göre renk sayılmamaktadır ancak tuhaf bir şekilde insanların birçoğunun da en sevdiği renk kategorisinde önemsenecek oranda bir popülaritesi vardır. Benim fikrime göre de; siyah ve beyaz bir “ışık” ve “gölge” niteliğinde olan, aydınlatıcı ve kapatıcı renklerdir.
Şekilde de görüldüğü gibi:
Ana Renkler: KIRMIZI – MAVİ - SARI
Ara Renkler: Kırmızı + Mavi = MOR, Mavi + Sarı= YEŞİL,
Kırmızı + Sarı = TURUNCU
Bu çok temel ve teorik bilgiden sonra asıl bizi
ilgilendirecek kısımlara doğru hızlıca bir göz atalım:
Renkler neyi ifade eder? Hangi renk bize ne söyler?
Buna geçmeden hemen önce bahsedilmesi gereken konu;
vücudumuzdaki renkler; yani enerji renklerimiz, çakra renklerimiz! Çakra
demişken çok kısa ne demek olduğundan bahsedelim:
Çakra, Sanskritçe bir
kelimedir ve 'dönen tekerlek' anlamına gelir. Türkçesi; “çark”tır.
İçimizdeki 7
temel çark da gün boyu döner ve her birinin ayrı bir rengi vardır. (7 temel
çakranın yanı sıra birçok da küçük çakra vardır.)
İçimizdeki bu 7 temel rengin
ne olduğunu bildiğimizde, hangi rengin hangi bölgemizdeki enerji noktasına
hitap edeceğini bilir ve içsel enerji dengemizin farkında olup, böylece onu
nasıl kontrol edeceğimizi de bilebiliriz. Kontrol etmek elbette bu konuda çok
daha fazla bilgi ve deneyim gerektirir ama en azından renkleri nasıl
kullanacağımız konusunda fikrimiz olduğundan, işler biraz daha yarar sağlar
hale gelecektir. Bunları bilmemiz ne işimize yarayacak derseniz de; çakralar
biz hayatta olduğumuz sürece çalışmaya devam edecektir. Zaman zaman çeşitli
nedenlere bağlı travmatik blokajlar söz konusu olsa da; ya da olması gerekenden
hızlı çalışsalar da, çalışmaya devam edecekler. Kontrol, bu yüzden önemlidir!
Konu madem çakralardan açıldı, kısaca çakraların
isimlerinden ve ne anlama geldiklerinden de bahsedip, daha sonra renklerle
devam edelim.
Kök Çakra: Kadınlarda anüs ve vajina
arasında, erkeklerde ise anüs ve testisler arasında yer alan çakradır. Rengi kırmızıdır.
Bedenimize enerjinin girdiği bir kapı görevi görür. Yani; iş, aşk, kariyer,
para, şöhret, makam mevki, unvan ve aynı zamanda da cinsellikle de ilgilidir. Yeryüzüne,
fiziksel bedenimize ait ne türlü ihtiyaç varsa bu çakranın işlevi dâhilindedir.
Omuriliğin alt ucunda yer alan bu çakra, çakra sisteminin temelini oluşturur.
Dengeli çalışması demek; bedensel sağlık, güvenlik duygusu ve yaşama sevinci
olarak bize ve dış dünyamıza yansıması demektir.
Biraz ya da tamamen tıkanmış
olmasıysa; bahsi geçen konularla ilgili başarısızlıkların ve aksamaların yaşanması
anlamına gelir.
Sakral
Çakra (Cinsel Çakra – Seks Çakrası – Göbek Altı Çakra) : Karın bölgesinin alt
kısmında, göbek deliğinin 2 parmak aşağısında yer alan çakradır. Rengi,
turuncudur. Cinsellik, yaratıcılık, duygusallıkla ilgili olan çakramızdır.
Dengeli çalışması demek; duyumsal yoğunluk, yaratıcı ve üretkenlik gerektiren
işlerimizde başarılı ve cinsel doyum ve değişimi kabul etme becerisine sahip
olmak demektir.
Biraz ya da tümüyle tıkanmış olmasıysa; cinsel işlev
bozuklukları, ikili ilişkilerde problem yaşama, yaratıcılıkta ve üretkenlikte başarısızlık
gibi durumların yaşanması anlamına
gelir.
Güç Çakra
(Solar Plexus - Güneş Sinir Ağı Çakrası) : Midenin üst kısmı ve göğsün alt kısmında
kalan omurga boşluğunda yer alan çakradır.
Rengi, sarıdır. Güneş enerjisiyle
simgelenir. Kişisel güç, irade ve otokontrol prensiplerinin merkezidir. Doğru nefes alma, öz’de mutluluğu yakalama,
başkalarının güzel enerjisini hissedebilme gibi işlevlere sahiptir.
Dengeli
çalışması demek; verimlilik, çabuk karar verebilme ve güç faktörünü baskıcı
olmadan kullanabilme becerisine sahip olmak demektir.
Biraz ya da tümüyle
tıkalı olmasıysa; kişilerde, nefes darlığı, astım, asabiyet, tahammülsüzlük,
adrenalin yetersizliği, sabırsızlık, kavgacı tutum gibi durumların yaşanması
anlamına gelir.
Rengi, yeşildir. Sevgi ve merhamet merkezidir. Sevgi, saygı, şefkat, merhamet, fedakârlık,
bağışlayıcılık, paylaşım gibi işlevlere sahiptir ve zihin-beden, dişil-eril,
gerçek-hayal, ego-vicdan gibi zıt öğeler arasında dengeleyici bir unsur olarak
yer alır.
Dengeli çalışması demek; sevgi, şefkat, barış ve güçlü bir adalet
anlayışına sahip olmak demektir.
Zaman zaman duygusal çıkmazlara bağlı olarak
tıkanabilir ve bu durumda kişi; sürekli sevgisizlikten, sevilmediğinden şikâyet
eder ve aslında kendisi de sevmeyi bilmez. Merhamet duygusundan uzaklaşır. Fedakârlık
etmeyi, yardım etmeyi kendisini kullandırmak olarak algılar ve bundan kaçınmayı
tercih eder, hatta kin ve nefret gibi duygulara kapılır. Sürekli bir duygusal
ikilem halinde kalır ve üzerinde huzursuzluk duygusu hâkim olur.
Boğaz
Çakrası:
İfade ve sanatsal yaratıcılık
merkezidir. Boğazın tam ortasındaki boğaz kemiğinin (Adem elması) üst
boşluğunda yer alır.
Rengi, mavidir. Mavi renk temizlik ve şifa rengidir.
Yaratıcılık ve hitabetle ilgili olan bu çakramız her alanda ihtiyaç duyduğumuz
özellikleri bize kazandırır.
Dengeli çalışması demek; toplum içinde konuşma,
etkili hitabet yeteneği, kendini ifade edebilme gücü, özgüven sahibi olma, ikna
edebilme ve detaylı anlatım gücü gibi özelliklere sahip olmak demektir. İfade
edemediklerimiz, burada tıkanıklıklara ve hastalıklara neden olabilir.
Boğaz çakrasının
tıkalı olması; kişinin kendini doğru ve yeterli ifade edememesi, özgüven
eksikliği, yaratıcılıkta problem yaşaması, erteleme
sorunu olması gibi durumlara neden olur.
Alın Çakrası (Üçüncü Göz Çakra) : Zihinle alakalı çakradır. İki kaşın tam ortasında yer
alır.
Rengi, çivit mavisidir (indigo). Hem fiziksel, hem de sezgisel boyutta
görebilme ile ilgilidir, “Üçüncü Göz Çakra” denmesinin nedeni budur. İleri
görüşlülük, gelecekteki olayları sezebilme, hayal gücünün kuvvetli olması, üçüncü
göz çakrasıyla ilgilidir.
Dengeli çalışması demek; hayatı daha geniş perspektiften
görebilme yeteneğine sahip olabilmek demektir.
Tıkalı olması; kişinin kararlar alıp bir türlü hayata
geçirememesi olarak kendini gösterir, kişi verdiği kararların arkasında duramaz
ve yaptığı davranışın ilerde nelere mal olacağını kestiremez.
Taç Çakra
(Tepe Çakrası) : Metafizik olaylarla alakalıdır ve bizi “Bütün”e bağlar,
bilgelik noktasıdır. Kozmik enerji
girişini sağlar. Başın üst kısmının tam ortasında yer alır. Rengi, mordur
(violet).
Bu çakranın dengeli çalışması
yani açık ve geniş olması; İlahi frekansların git gide açılarak, boyutlar üstü
bilgilere de sahip olabilme imkânı sağlar.
Tıkalı olması halinde, İlahi kaynaktan
sağlıklı enerji alınamaz ve böylece “Öz Kaynak” bağlantısını gerçekleştiren frekanslar
da açılmaz ve kişiyi depresyona ve içe dönüklüğe itme gibi bir etkisi vardır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder