13 Mart 2013 Çarşamba

Blog nedir, burası neresi, ben kimim? (What the f.ck ! )



Milyonlarca, tamam abartmayalım binlerce defa bir blog açıp, sonra şifresini ve ne girdiğimi bile hatırlayamayacak duruma gelecek kadar sıkı ve düzenli blog yazarlığı geçmişim var. Her defasında bir parlak fikir ampulü kafamda yandı ve daha sonra da her ne olduysa fikir ampulüm patlayıp yazılarımı da yaktı sanırım, çünkü hiçbirinden eser kalmadı… Ben genel olarak böyleyimdir zaten, daima parlak bir fikrim vardır ama bazen onu hayal ederken öyle heyecanlanırım ki, sabah uyandığımda, gün boyu ve gece uyumadan önce (ki; bu durumda genelde uyuyamam pek…) onu tüm benliğimle hisseder yaşarım ve sanırım bunu fazla abarttığım için gerçekten yaşamış kadar olup daha sonra yeni başka bir şey yapmaya başlarım… Bu konuda bilinçaltımda neler oldu, egom bu kararı hangi noktada aldı, çocukluk hatıralarımı gözden geçiriyorum bazen ama henüz nedenini ben de bilmiyorum.
Blog yazarı olmakla ilgili bundan yıllar öncesinde, sanırım 2006 yılında, ben öğrenciyken ve yazın staj yaptığım korkunç şirkete harika tatlı bir kadın gelmişti ve yaklaşık bir hafta kadar onunla çalışma imkanım olmuştu. Süremiz kısıtlı olduğu için ondan bana geleceğime dair tavsiyelerde bulunmasını rica etmiştim.  Bana söylediği cümle şuydu; “Bir blogun var mı? “Evet, var ama tam olarak ne işe yaradığını ben de pek anlayamadığım için duruyor öyle sadece…” diye cevap vermiştim. “Bunu çok önemse, bundan birkaç sene sonra, tüm dünya  bloglar üzerinden şekillenecek, kendini orda ifade edebilmen, anlatabilmen lazım! Bunu sakın ihmal etme!” O zaman her ne kadar çok fazla ne demek istediğini anlamamış olsam da, bu konuşma üzerimde baya bir etki yaratmıştı ki birkaç yıl sonra dediklerinin her kelimesinin  ne kadar doğru olduğunu, “vay be!”  efektlerim eşliğinde görmüş oldum.
O zamanlar blog, hatıra defteri gibi, günlük gibi, ne bileyim küçük not defterlerine yazıp yazıp sonradan birleştirme yaptığın bir şey gibi görünüyordu ama tam olarak bunu yapmak ne işime yarayacaktı bilmiyordum. İnsanlar neden benim yazdığım şeyleri merak etsin ? Ya da neden ben bu kişisel bilgilerimi onlarla paylaşayım? Bunun gibi bir kafa karışıklığım vardı. Yani evet tamamen durum bundan farklı sayılmaz zaten ama BLOG denilen şey, bireysel gazetelerimiz aslında. Facebook, Twitter gibi mecralar da var ama onlar daha farklılar. Facebook bir mektupsa, Twitter da telgraf örneğin… Onlarla ulaşmak istediğin, çoğu bire bir tanıdığın insanlara iletmek istediklerini iletiyorsun. Blog çok daha farklı. Burda kendini göstermek istediğin gibi hiç tanımadığın insanlara anlatabilme imkanın var. Bu defa ben de gazeteme sahip çıkmak istiyorum ve en iyisini yapmayı beklerken, hiçbir şey yapmama durumundan farklı bir yere taşınmak istiyorum. (Bu konuyu ilerleyen günlerden birinde bir yazıma dahil edeceğimi tahmin ediyorum…) Manzarasının Hawai Adaları’ndan daha iyi olduğuna bahse gireririm!
Bu minik bir “Hey, burda ne yapıyorsun?” sorusu için açıklama yazısıydı. Neler olacağını ilerleyen zamanlarda göreceğiz. Tek bildiğim bu bir bebek ve bebekler büyüyene kadar nasıl bir şekle bürüneceklerini  bilemeyiz…







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder