15 Mart 2013 Cuma

KIRMIZI


       “Bazen kafası karışık bir kız, tüm sorunlarını bir kenara bırakmak için kırmızı rujunu sürer. Böylece artık önemsemesi gereken tek şey; rujunun dişine bulaşmamış olmasıdır.” (Zella Bella) 
       

Kırmızı; hayatın enerjik bir şekilde akmasını sağlayan sıvının rengidir. Bu sıvı yoksa, orda hayat da yok demektir... Kırmızı; hayatlarımızın kangren olmaması için gerekli renktir.
Tıpkı daha önceki yayında bahsettiğim “kök çakra”da olduğu gibi (kök çakra’nın rengi; kırmızıdır.) yaşama bağlanma, canlılık, hayat enerjisi, yaşam belirtisi gibi hayatın temelini oluşturan renktir. Bizi heyecanlı ve hayatta tutan renktir. Genel olarak kırmızı; aşk, heyecan, güç, ateş, kan, şehvet, agresiflik gibi başlıkların simgesel rengidir.
Kırmızı; bir “vurgu” rengidir. Nerede, nasıl ve ne oranda kullanıldığı çok hassas derecede önemlidir. Çünkü; hiç olmadık bir şekilde birinin öfkelenmesine, sakince düşünmek gerekirken aniden hızlı ve belki de yanlış bir karar alınmasına, kendimizi çok naif bir şekilde yansıtan bir duruş hedeflerken de iddia ve güç mesajlarıyla kafa karıştırabiliriz… Bütün bunları söylemiş olmam kimseyi korkutmasın elbette; çünkü, risk almamak adına kırmızı kullanmamak, aslında büyük bir risk almaktır!
Şimdi; kırmızı hangi alanlarda neyi ifade eder, bize ne anlatmak ister ve biz ne anlatmak için hangi durumlarda kırmızıyı nasıl kullanalım konularına açıklık getirmek için biraz bunlardan bahsetmek istiyorum:





Kırmızı, feci bir iştah açıcıdır! Beynimize daha fazla ve daha hızlı yememiz sinyalini iletir. Zaten beyin sinyalleri kısa sürede doyma sinyalini algılamaz, dolayısıyla çok çabuk biten bir yemek, daha fazlasına ihtiyacı olan bir beyin algılaması ve daha fazla yemek durumu ortaya çıkar… Çoğu zaman da arkasından gelen pişmanlık hissi tabii... 
İşte bu durumun profesyonel bir şekilde farkında olan fast food restaurant zincirlerinin tam olarak yaptığı da bununla ilgilidir. Dikkatinizi belki çekmiştir ki; kullanılan masa ve sandalyeler de çoğu zaman buna dahil olmak üzere; logolar, personel kıyafetleri, kullanılan materyallerin rengi hep kırmızı ağırlıklıdır. “Çabuk ye, çok ye ve hemen burayı terk et!” alt yazılı temalardır bunlar. 







Kadınlar için söylenen birkaç beylik cümle vardır. Onlardan biri; her kadının gardırobunda mutlaka kurtarıcı siyah bir elbise olmalıdır. (Bu konuya siyahla ilgili konuştuğumuzda değinirim.) Bir başkasıysa; kırmızı ruj, ya bir felakete neden olur ya da hayat kurtarır! Daha önce bahsettiğim gibi, kırmızı bir vurgu rengidir. Okuduğunuz kitapta çok sevdiğiniz ve sayfaya baktığınız anda görmek istediğiniz bir cümleyi fosforlu kalemle boyamak gibidir... 
  
Konuya biraz açıklık getirmek adına örneklendirmelerimle devam edeceğim. Hayatımızın gidişatını önemli ölçüde etkileyecek önemli anlarımız vardır, örneğin; iş görüşmeleri. Bu iş görüşmesi konusuyla ilgili birçok detay var bildiğimiz gibi, “İnsan Kaynakları Hukuk Kitabının Önemli Maddeleri” diye workshoplar düzenleniyor her gün yüzlerce… Ben çok basit bir şey söyleyeceğim; genel renginizi ne seçtiğinizi bilmiyorum ama detaylarınızın birinde mutlaka kırmızıya yer vermelisiniz! Elbette boydan boya kırmızılarla donatıp kendinizi, ters etki yaratmaya neden olun demiyorum, hatta kesinlikle bundan kaçının! Bahsettiğim gibi sadece bir detayınızı vurgulayın; kırmızı bir kravat olabilir, oje olabilir, ruj olabilir, fular olabilir, yüzük olabilir, küpe olabilir veya herhangi bir aksesuar… Çok zarif bir şekilde, “ben buradayım, kendimden emin ve güçlüyüm ve farkedilmek için geldim”  mesajını iletmeniz için çok etkili bir yöntem uygulamış olursunuz böylece. (Lütfen bunu sihirsel bir güç olarak görmeden elbette, aksi takdirde sadece okunmuş şekerli su içip sınava girmek gibi etki yaratır…)







Bunların yanı sıra, günlük hayatta çok sık karşımıza çıkan ve yine “dikkat çekme” esasından hareketle yaygın bir şekilde kullanılan; trafik uyarı işaretleri! Bunlar; ani uyarılarda, dönüp bakılsın diye oluşturulmuş olan levhalardır. Çünkü; kırmızı, dönüp baktıran renktir!
 

 

 








Kırmızıyla ilgili söyleyebileceğimiz bir başka şeyse; kırmızının cinsellik konusundaki çağrışımıdır şüphesiz. Kırmızı, yaşam döngü sıvımızın rengi olmasının yanı sıra, onun akışını hızlandıran ve yönlendiren bir konu olan cinsellikle ilgilidir. Kök çakramızın bulunduğu bölge de cinsel organlarımıza yakın bir noktadır ki; bu da kırmızının cinselliği anlatmasıyla ilgili bir başka ipucudur. 

Ev dekorasyonunda, yatak odasında kırmızının yoğun bir şekilde kullanılması bu yüzden önerilir. Özel televizyonların ilk yaygınlaşmaya başlandığı dönemde, “kırmızı nokta” işaretli yayınlar yapılırdır. Aslında bunun çok basit ve direk bir açılımı ve anlamı var; kök çakra alanının rengi de bu işaretle belirtilir ve bu cinsel arzuların yaşam sıvımızı hızlandırmasını anlatan çok basit bir simgesel işarettir.



Kırmızı kuşkusuz sadece duygusal bağın olmadan sadece cinsel dürtüleri tetikleyen bir renk değildir. Kırmızı, “aşk”ı ifade eden renktir. Kırmızı kalp, kırmızı gül, kırmızı şarap ve buna benzer birçok ifade bilinçaltında “aşk”ı çağrıştırır.






Kırmızı rengi her nerenin dekorasyonunda kullanacak olursak olalım, onun bir vurgu rengi olduğunu aklımızdan çıkarmamız gerekir. Asla bir zemin rengi olarak düşünülmemelidir. Kırmızı odalar içinde uzun süre geçiremeyeceğimiz odalardır, fazla uzun kaldığımızda huzursuzluk hissi, iç gerginlik ve agresifliğe ve tansiyonun yükselmesine neden olacaktır. Örneğin; hastanelerde kırmızı duvarlar, bahçelerde kırmızı yoğunluktaki çiçekler gibi yoğun kırmızı alt tonlarından kaçınılması gerekir. 

 
Ancak tüm bunların yanı sıra kırmızı; serpiştirilmiş bir şekilde kullanıldığı takdirde; zamanın nasıl geçtiğini fark etmeme hissi uyandırır. Bu yüzden barlarda ve kumarhane gazinolarında kırmızı renk bu temel esasa uygun dekore edilir. Böylece insanlar buralarda saatlerce vakit ve nakit harcar…

 

 















Ayrıca sinema, tiyatro, opera ve konser salonlarında da koltukların genellikle kırmızı olduğunu görürüz. Bunlar tamamen benim kişisel yorumum olmak üzere; ışıklar yandığında, “hadi bir an önce toparlanın ve salonu terk edin, biz de işimize bakalım…” demenin kısa bir yoludur. Aynı zamanda da insanlar genellikle sevgilileri ve eşleriyle sinemaya gideceği için ya da gitsin diye, “aşk” temalı bir renge boyalı koltuklarla seyirci çekmeyi amaçlayan sektörler oldukları için koltukları kırmızıdır. 










Yaşam enerjimiz kırmızı hayatımızdan eksik olmasın…